Gerek düsünce-eylem bütünlügü, gerekse tefekkürün dogrudan gelenekten alinmasi ve geleneksel irfani sözlügün yeniden üretilmesi bakimindan Bediüzzaman, Guénonun okunarak olunamayacagini söyledigi arif-i billahlardandir. Arif-i billahtir cünkü, Risale-i Nur, bize, insanin bireysel dogasinin sinirlarindan nasil kurtulup Ilah Akla nasil baglanabilecegini anlatir. Kainati niceliksel bakimdan degil, isari anlamiyla inceler. Kozmosun ilkelerine iliskin bizi, dogrudan Yaraticiya baglar, tabiati gözümüzde saydamlastirir, böylece her nesne veya olayda arketipi görürüz....Bilimi teknolojiden ve onun uygulanmasindan ibaret gören bir dünyaya sunulan bu tefekkür, yeni bir dil de üretmistir. Heiddegerin varligin evi diye niteledigi bir dildir bu. Varlik burada soluk almaktadir.Sadik Yalsizucanlar, Kalpteki Akil calismasiyla Risale-i Nurun vurguladigi temalardan olan akleden kalp hakikatine dikkatlerimizi cekiyor.