Rus yazar Grigory Petrovun cesitli araliklarla ciktigi Finlandiya seyahatlerindeki notlardan olusan bu kitap, kisa sürede bircok dile cevrilerek dünyanin her tarafina yayildi. Petrov, kendini milletine ve ülkesine adamis bir avuc aydin ve din adaminin, karis karis her köyü gezip, gönül toklugu ve özverili calismalariyla insanlari nasil motive ederek kalkinma hamlesi baslattiklarini akici bir dille anlatiyor. Gara inersin, bir yolcu gibi büfeyi ararsin. Bütün Avrupada büfenin ne oldugunu, orada herseyin üc misli, bes misli fiyatla satildigini herkes bilir. Fin büfesinde, Fin lokantasinda oldugu gibi, bildigim kadar, hicbir sey satilmaz. Büfeye sofra kurulur. Yemekler büyük bir orta masasina konur. Raflarin bir kenarindan her cesit tabak, kasik, bicak, catal görünür. Hersey masaya acik olarak konulmustur. Kimse dagitim yapmaz. Yemek, icmek isteyen her yolcu diledigi seyi kendisialir, doldurur. Doyasiya yer, icer. Ögle, aksam yemekleri icin bir ya da bir bucuk marki kendisi kasaya öder.