Yazdiklariyla hep manset olan psikolog ve toplum yorumcu Dr. Jean M. Twenge, 1970, 1980 ve 1990larda dogan Ben Nesli mensubu genclerin hosgörülü, özgüvenli, acik fikirli ve hirsli fakat bir o kadar da sinik, depresif, yalniz ve kaygili oldugunu, kiskirtici bir kitapla ortaya koyuyor.Kendisi de bir Ben Nesli mensubu olan Dr. Twenge, bugüne kadar yapilmis en genis capli nesiller arasi arastirmada, 60 yillik bir sürec icinde yasamis 1.3 milyon kisiyi mercek altina yatirarak bugünün genclerinin ayirici özelliklerini tespit etti. Buldugu sok edici gercekler arasinda, cinsel davranislarda dramatik farkliliklar ile gelecek günlerin bu nesil icin nasil olacagina dair tartismali öngörüler de var. Twengenin gercek kisiler hakkinda anlattigi esprili oldugu kadar sasirtici hikayeler Ben Neslinin hayallerini, hayal kirikliklarini ve mücadele etmesi gereken zorluklari ortaya koyuyor.Ben Nesli, gencligin genel karakterini büyük ölcüde degistirerek günümüz toplumunda birey olma kavramina bambaska bir bakis acisi getirdi. Bir yanda bu neslin iddiali ben-merkezciligi, diger yanda ise rekabet icindeki dünya pazarlari, yüzyilimizin baslica meselelerinden birini olusturmaktadir. Tartismali, eglenceli ve cözüm önerici kitap, bir önceki nesle cocuklari hakkinda fikir vermekle kalmayip 10lu, 20li ve 30lu yaslardakilerin kendilerini daha iyi anlamalarina da yardimci oluyor. Iste kitaptan bir alintiGünümüzde cok az insan mükemmel hayat amacina ulasabiliyor. Insanlarin cogu, endiseli ve depresif. Martin Seligman, Sanki bir salak cikmis da normal insan olmanin citasini yükseltmis gibi diye yaziyor. Ben Neslinin yükselen beklentilerinin kökeni, kendine odaklanmaya dayaniyor. Yasamimiz boyunca kulagimiza cok özel oldugumuz fisildandi, zengin ve ünlü olmayi hak ediyoruz. Ayrica is ve ask gibi hayatin her alaninda tatmin olmayi bekliyoruz. Oysa herkes görkemli evlerde yasamiyor, cogu kisinin isi, ekonomik zorluklar yüzünden heyecan verici degil. Mükemmel bir adamla evlenebilirsiniz ama o, her zaman sizin ruh ikiziniz olmayacaktir. Bireysel arzularimiza fazlasiyla odaklaniyor fakat icimizde büyük bir bosluk hissediyoruz ve bu durum genelde depresyonla sonuclaniyor. Ancak tatminsizligimizi sadece bireyciligi suclayarak aciklayamayiz. Depresyon sadece hayattan cok sey bekledigimiz icin degil, ayni zamanda yasam sartlari zor ve hayat cok pahali oldugu icin gerceklesiyor. Bir seyin en azina bile ulasmanin cok zor oldugu bu devirde, Ben Nesli, hep daha fazlasini istiyor. Filmler, ihtisamli meslekleri olan kisilerle dolu, ancak iyi bir üniversiteye girmek günden güne zorlasiyor. Kücücük evler bile insanlarin alim gücünü zorlarken, diziler kösklerde cekiliyor. Sanki biri bizimle dalga geciyor. Zengin olacagimizi umarak yetistiriliyoruz ama cebimizdeki para, kötü bir apartman dairesinin kirasini ödemeye bile yetmiyor.