Mamak... 12 Eylül darbesinin ardindan bir cezaevi... Ve Türkiyenin her tarafini cok sarsici bir sekilde etkileyen günlerde Mamakta ayakta kalmaya, direnmeye calisan kadinlar... Direnirken birbiriyle dayanisan ve her acidan bir kahkaha cikaran kadinlarinBir baskaldiri hikayesi. Gülerek, sarki söyleyerek, hayir diyerek, birbiriyle dayanisarak, paylasarak yasanan bir hikaye Mamak Askeri Ceza ve Tutukevindeyken, bir güvercin ürkekligindeydik önceleri... Ürktük, cekindik, korktuk, kaygilandik ve de suskunduk. Anlamaya calistik. Sonra toparlandik. Insanligimizi, kisiligimizi, devrimci degerlerimizi savunmak üzere güclerimizi birlestirdik. Suya atilan tas misali basladi bu baskaldiri Önce kücük bir halka, sonra giderek büyüyen, cogalan ve tüm suya yayilan halkalar gibi Sevgilerimiz büyüdükce, dayanismamiz güclendikce, zulmün kücüldügüne tanik olduk. Ölüm hücresinde, tabutlukta ya da bir basina tecritlerde, kafeslerde iken bile dostluklarin, yoldasliklarin sicakligi isitti üsüyen bedenlerimizi, yüreklerimizi Bir de icimizi en cok acitanin, kendi acimizdan cok, dostlarimizin acisina taniklik etmek oldugunu ögrendik orada... Ve birlikte, daha bir dik durmayi, daha bir dik yürümeyiOnlar kisiliklerimizi elimizden almaya, gözlerimizdeki isigi söndürmeye, bizi biz olmaktan cikarmaya calistikca, zulmün karanliginda, ufacik da olsa bir isik yaktik birlikte...