Her kültür Insan olmanin ve yasamanin anlami nedir sorusuna verilen emsalsiz bir yanittir. Antropolog Wade Davis dünyadaki yerel kültürlerin bilgeligini methettigi nefes kesici bir yolculuga cikariyor bizi.Ilkin Polinezyada, atalari Isadan bin yil önce Pasifikte yasayan seyrüsefercilerle denizlere yelken aciyoruz. Derken Amazonda kayip bir medeniyetin torunlariyla, Anakonda halklariyla tanisiyoruz. Ardindan Andlarda yeryüzünün gercekten canli oldugunu kesfederken, Avustralyada Afrikadan yola cikan ilk insanlarin her seyi kapsayan felsefesini, Rüya Zamanini deneyimliyoruz. Sonra Nepale gidip kirk bes yilini tefekküre ve yalnizliga adamis en büyük kahramanla, gercek bir Bodhisattvayla karsilasiyoruz. En nihayetinde de solugu hayatta kalma savasi veren son yagmur ormani göcebelerinin mekani Borneoda aliyoruz.Bu yolculuktan cikarilacak dersleri anlamak gelecek yüzyilda görevimiz olacak. Zira insanligin mirasi -engin bir bilgi ve deneyim arsivi, koca bir hayal gücü katalogu- büyük tehlike altinda. Kültürün ifade ettigi sekliyle insan ruhunun cesitliligini yeniden takdir etmek, zamanimizin en zorlu ve temel vazifelerinden biri. Degisim de teknoloji de kültürel bütünlügü tehdit eden seyler degildir. Esas tehdit iktidardir, vahsi tahakkümdür. Batidaki yaygin düsünceye göre, söz konusu yerli halklar, yani Batiyla pek de ilgisi olmayan Sötekiler, her ne kadar olagandisi ve renkli olursa olsun, adeta doga yasalari geregi, modernlesmek ve Batililar gibi olmak konusunda sanki basarili olamamislar gibi, öyle ya da böyle yok olup gitmeye mahkumdur. Düpedüz yanlis bir düsüncedir bu.