Tasra tanimlamasi isaret ettigi sosyal ve kültürel siniflamayla ne kadar köseli bir gerceklik tasiyorsa kasaba kavrami da o basit aritmetigi icinde el degmemis, islenmemis bir insan duyarligi barindirir Agaclari bekleyen bir insan soyu, dogaya sonuna kadar bagli inancli bir soyluluk.Doganin karsilik beklemeden sundugu dingin atmosfer, zamanin kivamli akisi, fertlerin ölcülü hülyalari bir uctadir, kasvet, duraganlik, kacip gitme arzusu en uzak diger ucta huzursuzca kimildanir durur. Kent oradadir, pariltilari, olanaklari, belirsizlikleriyle... Doga hemen buracikta, dost, güvenilir, degismez...N. B. Ceylanin daha yolun basinda en uzaga eristirdigi bir sinema güzelligi, iri taneli bir sinema cesareti olarak Türk Sinemasina göktasi gibi düsen Kasaba, bu karsitlikli dünyayi esine az rastlanir bir sahicilikte aktarmistir. Gece atesin basinda cografyalar gecilir, savaslar kazanilip kaybedilir, Saffet cekip gider...Mayis Sikintisi ve Uzaktan sonra Kasabanin senaryosunu da cekimden önceki bicimiyle sunuyoruz okurlara. Siirsel gercekligin son basyapitlarindan birinin ilkgencligi olarak okunsun diye...