Erendiz Atasü, caglarin degisimlerine, yasanan süreclerin toplumsal izlerine her zaman duyarli olmus bir yazar. Özellikle toplumsal olanin, tüm toplumlarin en agir iscisi, en agir bedelleri sirtlanani olan kadinlar onun edebiyatinda özel bir yere sahipler. Toplumu kadinlarin agirlikli oldugu bir yerden okumaya calismasi, durdugu yerle ilgili kendini ve ele aldigi süreci sorgularken belirleyici bir temel olusturuyor. Son dönem öykülerini derledigi Kizil Kale, Erendiz Atasü nün gercek ile fantastik arasinda yaptigi bir yolculuk. Masallarin dünyasindan gerceklerin dünyasina uzanan bu öyküler ayni temel kaygiyi, cürüme karsisindaki ayni irkilmeyi ele aliyor. Erkegin egemenlestikce hoyratlastigi bu dünyanin dili de, kendini gerceklestirme konusundaki baskiciligi da bu kitabin temel kaygisi.