Metinlerini varolus ve yokolus üzerine kurarak varolusculugu tasraya tasimasiyla özgünlük kazanan, sade dilinden yükselen müzikle giderek hayati yaziya, yaziyi ise büyülü bir hayata benzeten bir yazar...Yazma serüvenini hayati kelime kelime genisletmek olarak adlandiran Hasan Ali Toptas, metinlerini birer senfoniye de dönüstürerek, disariyla icerinin, görünenle ic dünyanin, gerceklikle rüyalarin, somutla soyutun carpismasindan dogan tekinsiz bir atmosfere cagiriyor okurunu. Tam bir yazi ustaligiyla, Türkcenin imkanlarini sonuna kadar zorlayarak, edebiyatin büyülü dünyasina kapilar acarak...Hikayenin bütünlügü daha fazla cözülmesin diye, bu bölümde de bos birakilmis birkac sayfa tadi bulunsun istiyorum cünkü ve böylece hikaye, bir süre de olsa benligimin sinirli bakisindan kurtulup rahat bir soluk alabilsin, kendisi kalabilsin, ya da anlatmakla ben onu bir yandan yasatip bir yandan öldürüyorsam bu güzel günahin birazi da sizin olabilsin istiyorum. Bin Hüzünlü Haz olaganüstü bir metin, gecikmis Türk romantizminin basyapiti.