Sd-i Bosnev, Türk Serh Edebiyati denince akla gelen isimler arasinda ilk siradadir. 16. yüzyilda yasamis bu veld müellif, Fars edebiyatinin klasik eserlerine Türkce hayat verirken, sahip oldugu donanimi eserlerine basariyla yansitir. Hayati boyunca, bitmek tükenmek bilmeyen bir ilim ögrenme tutkusuyla Osmanli cografyasinin neredeyse bütün ilim merkezlerini dolasan Sd, ömrünün sonlarina dogru kaleme aldigi Gülistan Serhiyle ustalik eserine imza atmistir. Gülistan Serhi, Serh gelenegini aksettiren bir edeb eser olmanin ötesinde, Serh mektebi icinde yetismis bir Osmanli aliminin metin merkezli yaklasimini belgeler mahiyettedir. Zira Sarih, Sad-i Siraznin Dogu edebiyatlarini her yönüyle etkilemis makame tarzindaki Gülistanini cok farkli yöntemlerle Osmanli Türkcesine aktarir. Metindeki söz varligini Türkce ve Arapca es anlamlilariyla manalandirirken, bugün varligindan haberdar dahi olmadigimiz bircok Türkce kelimeye yer verir. Arapca ve Farsca dilbilgisi unsurlarini, medrese tahsiline kattigi genis kavaid bilgisi sayesinde esasli mütalaalarla ele alir; yer yer Türk, Arap ve Fars edebiyatindan sectigi sahit beyitlerle üslubunu renklendirmeyi ihmal etmez. Metni acikliga kavustururken büyük eserlerin olmazsa olmazi edeb sanatlara temas eder, Gülistanin nüsha farklarini degerlendirerek en sihhatli metni yakalamaya calisir. Dahasi Türk edebiyatinda bir ilk olarak kendisinden önce ve kendi zamaninda yazilmis bütün Gülistan serhlerini reddiyelerle tenkid eder. Hasili elinizdeki kitap, cok yönlü bakis acisini gözler önüne seren bir sarihin eseri olmasiyla sadece Türk serh geleneginin bir saheseri degil, ayni zamanda tenkid eden bir göz penceresinden bakmasiyla da Türk tenkid tarihinin baslaticisi mevkiindedir.